sonbahar demleniyor
haşlama çay tadında havalar
bulutsuzluk özlemi taze bitti
ve yaz aşkları artık hükümsüz.
gerçek yüzleri ortaya çıkıyor
sadece insanların değil, ağaçların da
çünkü yapraklar gerçeği örter
en azılı kafirdir sarmaşıklar,
beni saran sarmaşıklar var.
içli dışlı olmuşum kuşatmalarla,
hücrelerimdeki bastırılmışlık
polis baskınlarından yadigar
ve sessizliğin hakim olmasıdır
suskunluğumun sebebi
bizde yargıya itiraz edilmez.
ağızdan çıkan her ses isyandır
kulun hakkı otuz üçtür
istiğfar evvel, şamar ahir.
kimilerinin cezası çekilmiş
kimilerinin namazı kılınmış
baba tokadının böylesi
hiç yenmemiştir ama,
hapseder çocukluklarını
ve çocukluğuna yollar.
dünden bağımsız, çocuktum hep
zamansızdım akşam ezanı hariç
beklerdim onu günbatımı altında
bir sevgili gibi,
benim kadar gençti gece.
mayısın ılık bir gecesinde
ay ışığında
gönlü ile inşa etmişti bu çocuk
tek aşk mektubunu,
kendi elleriyle parçalamıştı.
eller ne der bilmem
ellerim bana fransız,
bir dokunuşla başlardı her şey
parmak uçlarım uyuşuyor yine
kalbime temas edemiyorum
kopar parmaklarımı anne,
ben uyumak istiyorum.