Hazır biz üz.

Razı olmadan henüz,
ekmek hazır,biz fırıncı bir gücüz
büyümek için de erken.
kıvrılmayı istedikçe küçük
büyümek için daha erken.

Çocuk dalganın çembere savruluşu
gelenek bir jandarma
gelenek bir temiz bir mardin.
büyümek için de erken, kalkmak için de.

Keşke her günümü,
meyve sofrası, sohbet sofrası sonrası,
hatırlı bir misafir gibi uğurlasaydım.
razı olduklarımı akşam üzeri,
bir parıltı anı,
aklımla konuştuklarımı de ellerimle tutabildiğim bir öğle sonrası
Hızırla koşmuş üç sağırla ağırlasaydım.

Ağzı olmadan henüz,
Diyalektik hazır, aristo babamla,
sulanmış ilgi hazır, biz dilenci bir gücüz
konuşmak için de erken
kıymeti ispata meylettikçe,
elleri çeşme, gözleri çıban çıkmaya halt etmiş vallah,
nice atina günlerde bizi halk etmiş Allah.
konuşmak için daha erken.

Beyhude üşümez, bir rahmani sıcak var.
düşünce, vadinin denize bakmaya kahroluşu
erkeğin taşa baka baka kavruluşu.
aşkın bir sessizlik hem de bir dağı geçkin.
hitabet bir mağmur
üç başı da elek vurulmamış yerden biçilmiş,
ve bir hayli seçkin

Kelle, sen seçilmedin henüz.
biz, şehzadelikte ısrarcı bir gücüz.
sürülmeyi, kendi kendimizce icad edip,
edeple bir takke çıkaracakken,
şeyhe solgun düşüp, beşere sorgun,
ve beşere düşkünce parlamışız.
inzivaya daha erken,
haddiden de erken

Küsme er, sen yolundan dönmedin henüz,
deyişmeye dil meyli yüksek,
sevişmeye gece yok, gerek icad edilmedi.
temiz ipleri elimizde bürmeye
vardı deniz çarşafına büründü farzet.
biz gözümüzü güzele sürmeye başlayalı ne oldu
sürme, gelenek bir jandarma bir ben bir mardin.
küfrü elden ele, gözden göze sen serdin.

mahcup olmak için henüz erken,
hükmü bir acı çeşme başında,
kahverengi, ve kesimi sırtında alacasında.

sen çocuksun diye
harpte sabah başı mercimek içmece.
her günün adı efsunlanmış koyu.

Güven geceli bir cebrail.
sıkmaya gelmez mevlid okumaya giderken
güven etme sarraflara görünmeden altın görünmeye
pekala büyümek için daha erken.
fakat sen hala çocuksun diye
neyi gerek leylayı eğip bükmeye.